Kavadar

 

Kavadar

 

Kavadar Merkez Makedonya’da bulunuyor ve Tikveş bölgesinin en büyük şehir merkezini oluşturuyor. Sanayisi  bağcılık ve şarap üretimine dayanmaktadır, üzüm şehrin ve bölgenin simgesi halindedir.

Kavadar trafik ulaşımı açısından Üsküp-Gevgeli ve Gradsko Pirlepe karayollarıyla bağlantılıdır, dahası Ohri’ye giden otobana bağlantılıdır. Şehir içinde Luda Mara nehri akmaktadır. Yerleşim yeri XVII y.y. sonlarına doğru Avusturya-Türk savaşı (1689-1690)sonrasında oluşmuştur. Pirlepe-Demir Kapı-Selanik kara yolunda yerleşen şehirin çok elverişli coğrafı konumu vardı ve etraf ahalinin buraya yerleşmesi için cazip bir yeri oluşturuyordu.

1823 yılından bu yana şehir yerleşim yeri olarak anılmaktadır. 1857 yılında 2.000 nüfusu olan küçük şehir ve ayrı ekonomi merkezi oluşturuyordu. Ahali genellikle tarımcılık, ticaret ve zanaatla uğraşıyordu. Selanik-Üsküp demir yolu hattının inşaatından sonra daga belirgin büyüme kaydetti (1872-1874), bu dönemde şarap ve afyon ticareti de arttı.  O dönemden beri Kavadar’ın Tikveş yöresi için idari-administrativ merkezi olarak gelişti. 1879 yılında idari merkezi çok kısa zaman içerisinde Negotin’e taşındı. XIX y.y. sonlarına doğru şehirde 1.300 hane vardı.

 

Anıt-ölü kemiklerinin koyulduğu yer

Kavadar yöresinde HKŞ hayatını kaybeden savaşçılaa ait 1976 yılında dikilen anıt, Makedonya’nın en güzel düzenlenmiş ve muhtemelen en büyük şehir parklarından birinde, deniz seviyesi 305 metre yükseklikte ve Kavadar ve Tikveş bölgesine muhteşem manzaralı bir yerdedir.

Makedonya’da İkinci Dünya Savaşı sırasında en büyük katliyamın yapıldığı yerde dikilmiştir. Anı-Park 11 Ekim 1961 yılında açıldı. Bulgar işgalcileri tarafınca16 Temmuz 1943 yılı tarihinde, Vataşa köyünden 15 – 27 yaş arası kurşuna dizilen ve katletilen oniki gencin anısına parkta oniki isfanden çınarı dikildi. 

 

 

 

 

Manastıra sadece kayıkla ulaşılabilir

 

Manastır Makedon ortaçağ sanatının şaheserini oluşturuyor. XIV y.y. ilk yarısında inşa edilen Manastır Kavadar’ın 20 kilometre güneybatısında Vişeşnitsa dağı eteklerinde , günümğz Tikveş gölünün sol kıyısında bulunmaktadır.

Kilisenin iç bölümü tamamıyla resimlendirilmiştir. XIV y.y. ait freskleriyle ünlüdür, özellikle 1492 yılında odun oymalı (kilise avizesi) şamdanla tanınmaktadır ve Makedonya’nın en eski oyma işini teşkil ediyor. 

 

 

Tikveş Gölü

Ülkenin en kurak bölgesinden Tikveş bölgesi bağ ve meyve bahçeleriyle dolu engine bir yeşil  vahaya dönüştü

Tikveş gölü Tsırna Nehrinin alt akışında Vozar Ovasına nehrin çıkışı önünde inşa edilmiştir. Göl daha büyük suni akumulasyonlardan biridir ve 14 km2 alana sahiptr, 28 km uzun ve toplam kapsamı 475x10 m3’tür. Göl 1968 yılında 104 metre yüksek barajla nehir kanyonunu bölmekle oluşturuldu ve balçık özü  ve taştan inşa edilmiştir. Akumulasyon sulama ve elektrik enerjisinin üretimine adalıdır. Günümüzde gölün türistik ve rekreasyon özelliği var, çok sayıda tatil evi ve lokantalar bulunuyor.  Göl balıklarla zengindir ve en yaygını yayın balığıdır ve iki metreyiaşkın uzunluğa ulaşabiliyor.

Ada Şehir – Ortaçağ şehri Tikveş ,  Resava köyünün yaklaşık iki kilometer yakınlığında, Tsırna’da Tikveş nehri haliçi üzerinde 80 metre yüksek bayırda yerleşmiştir. M.Ö. III y.y.  oradayerleşim yeri bulunuyormuş ve geç antic döneminde yenilenmiş ve kulelerle güçlendirilmiştir. Akumulasyon gölünün inşa edilmesiyle günümüz adada sadece yerleşim yerinin üst kalıntıları korunmuştur. 

 

 

 

Moklişko gölü

Avrupa’da , belki de dünyada da en genç doğal hidrografik yapı

Moklişko Gölü, Moklişte yerleşim yerinde Kavadarın üzerinde, Luda Mara nehir vadisinde bulunuyor. 1956 yılında oluşmuştur ve bayırın yıkılmasıyla Luda Mara vadisine doğal baraj oluşturulmuştur ve kısa zaman içerisinde alan suyla dolmuştur. Bu nedenle de uzmansal literatürde bu göl yıkılan göl olarak sınıflandırılmaktadır. Öyle ki doğa sadece birkaç dakikada gölün barajını inşa etti. Bu olay sırasında bir koyun sürüsü ve çobanları yer altında kaldı. 

 

St. Dimitriya Klisesi (1834)

Kilise doğu tarafında yarım kubbeli üç nefli bazilikatemsil ediyor. Güney ve batı tarafında veranda oluşturulmuştur. İkonostasisi apostolların ikonları ve tören ikonları oluşturuyor. İkonların büyük bir bölümü daha yeni döneme aittir. Güney tarafında St. Petka’ya adalı mabed ve kilisenin arka kısmında da katlı galeri mevcuttur. Kilisenin içi yeni dönem  içincü katmer uvar resimleriyle resmedilmiştir.

Şehir nüfus sayısı ve sanayi açıdan İkinci Dünya savaşı sonrasında gelişme kaydediyor. 1948 yılında yaklaşık 6.000 nüfusu olan şehrin 2002yılında nüfüs sayısı 30.000 kişiye yükselmiştir.

Kavadar şehrinin bölgede önemli  idari-administrativ, ekonomi, kültürel,eğitim ve sağlık fonksiyonu vardır. Etraf köylere etki eden geniş bölgesi var ve vadinin güney, bayırsal-dağ kesimlerinde de etkilidir. 

 

Müze- Galeri

Kavadar’da Müze-Galeri 1976 yılından çalışmaktadır. Müzede tarihi, arkeolojik, etnoloji ve kültür anıtlarını koruma bölümü etkindir. Müze malzemesi derleme, işleme, koruma ve tanıtım meşgalesi dışında galeri çalışmalarıyla da meşgüldür. Müzenin avlusunda büyük kültür ve tarihi önem taşıyan taş anıtları - Lapidaryum yerleştirilmiştir. 

 

 

Kavadarci'de Konaklama görmek için buraya tıklayın

Kavadarci Şehir turları için tıklayınız

Kavadarci Turist Rehberleri listesini görmek için buraya tıklayınız

Promote your Service

Activity

Add up to 3 images.

Validation code:
Enter the code above here :

Can't read the image? click here to refresh.